Boşanma Davası ve Mal Paylaşımı
BOŞANMA DAVASI VE MAL PAYLAŞIMI
Evlilik birliği esnasında eşler aile bağları ile duygusal olarak ortak hayat sürmekle beraber ekonomik olarak da ortak hayat sürmektedirler. Çekişmeli olarak boşanma süreci başladığı esnada mal paylaşımı konusu da gündeme gelmektedir. Boşanma sürecinde mal paylaşımı yapılırken taraflar arasındaki ortaklığın niteliği, boşanma davalarının ve mal paylaşımı davalarının konusu olmaktadır. Buna göre eşlerin tabi olduğu yasal mal rejimine göre boşanma esnasında mal paylaşımı yapılır.
Anlaşmalı boşanma gerçekleştirebilmek için tarafların tüm hususlarda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Bunlardan biri de malların nasıl paylaşılacağıdır. Bu konuda taraflar istediğini seçebilirler hakim buna müdahale etmez. Ancak genellikle eşler biran önce boşanmak istedikleri için hukuki haklarından vazgeçebilmekte ve hak kaybı yaşayabilmektedir.
Yargıtay'ın yeni içtihadına göre, boşanma davalarında, tarafların 'Mal talebimiz yok' beyanından sonra mal paylaşımı davaları açılamayacaktır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, anlaşmalı olarak boşanan çiftlerin daha sonra birbirlerine karşı açacakları edinmiş oldukları mallar ile ilgili davalar için içtihadını değiştirdi. Boşanan çiftler, mahkeme huzurunda “mal talepleri olmadığını” bildirmeleri halinde, daha sonra mal paylaşımı davası açamayacaktır.
Çekişmeli boşanmada ise mal paylaşımı yapılırken eşlerin mal rejimlerine bakılır. Eşler evlenirken mal ortaklığı, mal ayrılığı gibi farklı mal rejimleri de seçebilmekle birlikte genellikle herhangi bir mal rejimi seçmemektedirler.MK 205. Maddesine göre mal rejimi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noterde düzenlenmesi veya düzenlenen sözleşmenin noterce onaylanması gerekmektedir. Aksi halde taraflar arasında yapılan adi yazılı sözleşme geçerli olmayacak ve hüküm ifade etmeyecektir. Ayrıca kanuna göre “taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.” Bu durumda ayrı bir sözleşme düzenlenmesi veya noter onayı aranmayacaktır. Ancak bu durumda mal rejimine ilişkin ayrıntı hükümleri düzenlenemeyecek, sadece mal rejimi seçimi yapılmış olacaktır. Kural olarak 2002 tarihinden sonra bir eşin edindiği malvarlığının yarısı diğer eşe ait olacaktır. Diğer eşin çalışması çalışmaması hatta fiili olarak aynı evde yaşayıp yaşamamaları bile önemli değildir.
Kanunda düzenlenmiş olan mal paylaşımı 2 türdür;
A)Seçimlik mal rejimleri
1)Mal ayrılığı rejimi: Bu mal rejiminde, eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
2)Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi: Birçok hükmü edinilmiş mallara katılma rejimine benzemekle birlikte, tasfiye açısından kolaylık sağlamaktadır.
3)Mal Ortaklığı rejimi: Bu mal rejiminde eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur. Eşler ortaklık mallarını bölünmemiş bir mal olarak oluşturur. Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar. Eşler belirli mal varlıklarını ortaklık dışında tutabilirler.
Eşler serbest iradeleri ile seçmiş olsalar dahi haklı sebep olması halindeeşlerden birinin istemi üzerine, hakim mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir. Haklı sebepler kanunda örnek olarak sayılmış olup, diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması, diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması, diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi bunlardan bazısıdır.
B)Yasal mal rejimi (Edinilmiş mal rejimi)
22.11.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile eski kanundaki yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi değişmiş ve edinilmiş mallara katılma rejimi, yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Kanunun yürürlük tarihi 1 Ocak 2002 olarak belirlenmiş ve bu tarihten itibaren, taraflar arasında sözleşme ile başkaca bir mal rejimi belirlenmediği takdirde edinilmiş mallara katılma rejimine geçileceği öngörülmüştür.Yani kanuna göre eşler arasındaki yasal mal rejimi, “edinilmiş mallara katılma rejimi” olmaktadır. 2002 yılında yasada yapılan değişiklikten önce eşler mal ayrılığı rejimi esaslarına göre boşanmada mal paylaşımı yaparken, 2002 yılından sonra yapılan evliliklerde eşler aksi bir mal rejimi seçmedikleri sürece edinilmiş mallara katılma rejimi doğrultusunda mal paylaşımı yaparlar. 2002 yılından önceki evliliklerde ise 2002 yılına kadar olan kısım için mal ayrılığı 2002 yılından sonraki kısım için ise edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır.
Her eşin edinilmiş malları şunlardır;
--Çalışmasının karşılığı olan maaş, ücret vs
--Sosyal güvenlik kuruluşlarının yaptığı her türlü ödemeler,
--Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminat,
--Kişisel malların geliri (kira faiz gelirleri.. )
-- Edinilmiş malların yerine geçen değerler
Mal rejimi tasfiye edildiğinde sadece “edinilmiş mallar” eşler arasında yarı yarıya “eşit olarak” paylaştırılır.
Her eşin kişisel malları şunlardır:
--Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya
-- Evlenmeden önce sahip oldukları mallar,
--Manevi tazminat alacakları
--kişisel malların yerine geçen değerler
Kanun edinilmiş mallara ilişkin bir de karine kabul etmiştir. Buna göre, evlilik birliği içerisinde edinilmiş ve eşlerden hangisine ait olduğu belirlenemeyen mallar eşlerin paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Elbette bu karinenin aksi, yani söz konusu malın kişisel mal olduğu her türlü kanıtla ispatlanabilir.